Bizi Arayın: 0378 228 57 00

Kırtepe mah. Cumhuriyet cad. No:23/2, Bartın Kroki

Sıkça Sorulan Sorular

 

Soruların Cevaplarını Görmek için Lütfen Soruların Üzerine Tıklayın !!
Soru:Diş fırçalamaya başlama yaşı kaçtır?

Çocuklar 3-4 yaşına geldiklerinde diş fırçalamaya başlamalıdır

Soru: Diş fırçamı ne zaman değiştirmeliyim?

Diş fırçası normal olarak günde üç kere kulanılmış ise altı ayda bir değiştirlmelidir.

Soru: Günde üç kez diş fırçalamak gerekir mi?
Uzmanlar tarafından ideal sayı üç olarak belirtilmiştir (sekiz saatte bir), ancak sabah, akşam iki kez fırçalamak da yeterli olabilir. Genelde sayı değil fırçalamanın iyi yapılması daha önemlidir.
Soru: Diş iltihaplanmasına antibiyotik kullanmak doğru mudur?

Antibiyotik kullanımı bir tedavi yöntemidir ve bu tedaviye doktor karar vermelidir, danışılmadan kullanılmamalıdır.

Soru: Acısız ve ağrısız tedavi mümkün müdür?

Ağız içindeki tedaviler anestezi sonrasında (uyuşturma ile) tamamen acısız ve ağrısız olarak gerçekleştirilir.

Soru: Takma çıkma protez kullanmak istemeyenler için daha başka alternatifler var mıdır?
Günümüz diş hekimliğinde implant uygulamaları (kemiğe vida) ile takma çıkma protez kullanma mecburiyeti ortadan kalkmıştır.
Soru: Diş taşı temizliğinin dişlere zararı var mıdır?

Doğru ellerde, doğru yöntemlerle yapıldığında herhangi bir zararı yoktur.

Soru: Her ağrıyan diş çekilir mi?

Kesinlikle hayır. Ağrının sebebi çürük ise kanal tedavisi veya dolgu ile diş kurtarılmaya çalışılmalıdır.

Soru: Çocuklar kaç yaşında itibaren diş hekimine götürülmelidir?
3-4 yaşından itibaren diş hekimi kontrolü gerekmektedir.
Soru: Kırık dişin tedavisi var mıdır, yoksa çekilir mi?

Her kırık diş çekilmez, değişik tedavi yöntemleri ile (dolgu veya kaplama) diş kurtarılabilir.

Soru: Estetik dişlerim olsun istiyorum ama dişlerim küçültülmesini istemiyorum, ne yapabilirim ?

Estetik çok geniş kapsamlı bir kavramdır, lamine kaplamalar beklentilerimize en uygun olarak dişlerin küçültülmesine gerek kalmadan yapılabilir.

Soru: Hassasiyet olan dişlere ne yapılır?
Hassasiyetin sebebi çürük ise dolgu yapılır, diştaşları ise diştaşı temizliği gerekmektedir.
Soru: Protezin akşamları ağızdan çıkarılması gerekir mi?

Uzmanlar tarafından dokuların dinlenmesi için protezlerin tüm gün ağızda durmaması tavsiye edilmektedir, isteğe bağlı olarak protezin çıkarılması gündüz veya gece olabilir.

Soru: Yaşlanınca tüm dişleri çektirip protez yaptırmak doğru değil midir?

Protez kullanmak çok kolay bir olay değildir, ağızda hareketsiz durması zordur, bu sebeple ağızda kalan her diş protezi tutarak protezin oynamasını engelleyeceğinden tüm dişleri çektirmek kesinlikle tavsiye edilmez.

Soru: Kanal tedavisi nedir, neden yapılır?
Eğer çürük sinirlere kadar geldiyse sadece dolgu yapmak yeterli olmaz, bununla birlikte dişin kökünde bulunan sinirlerin çıkarılıp bu kanalların da doldurulması gerekmektedir.
Soru: Her yirmi yaş dişinin çekimi yapılmalı mıdır?

Her yirmi yaş dişi çekilmez, diş tam olarak çıkmışsa ve çürük yoksa çekilmesine gerek yoktur.

Soru: Karbonatla fırçalamak dişleri beyazlatır mı?

Bir miktar beyazlatır, fakat bu tür bir temizleme dişlerde aşınmaya sebep olur

Soru: Dolgu yapılan diş yine çürür mü?
Eğer yeterli derecede fırçalanmazsa dolgu yapılan diş tekrar çürüyebilir, bununla beraber her dolgunun bir ömrü olduğu unutulmamalıdır.
Soru: Kabuklu yemişlerin dişle kırmanın ne zararı vardır?

Dişlerimizde doğadaki her cisim gibi kırılabilir bu sebeple kabuklu yemişleri dişle kımak tavsiye edilmez

Soru: Çekimden sonra mutlaka tedavi gerekli mi?

Çekim sonrası, çekilen dişe komşu dişler bu boşluğa doğru hareket ederler ve diş dizisi bozulur, bu sebeple bu boşluğun köprü veya implant (kemiğe vida) ile restore edilmesi gerekir.

Soru: Sıcağa ve soğuğa karşı duyarlı dişler için hekime gitmek gerekir mi?
Kesinlikle hekim kontrolü gerekmektedir.
Soru: Kalıcı diş beyazlatma diye bir şey var mı?

Hekim kontrolünde yapılan beyazlatma yöntemleri kalıcıdır. Dışarıdan alınarak uygulananlar zamanla geri dönen, geçiçi diş beyazlatma yöntemleridir

Soru: Hamilelikte diş hekimine gidilir mi?

Tavsiye edilen hamilelikten önce dişhekimine gitmektir. Hamileliğin ilk ayı ile son üç ayında uyuşturucu yapmadan diş tedavileri yapılması tavsiye edilir. Hamilelik sırasında gerekirse acil tedaviler uygulanmaktadır.

Soru: Diş taşlarını temizletmek zararlı mı?
Tabiki zararlı değildir. Hatta bu işlemi temel alan anabilim dalı dahi vardır. Diş taşları bütün dişeti hastalıklarının etken faktörüdür. Nihai itibarı ile ağızdan bilinçli ve ehil ellerce uzaklaştırılması gerekir. Ancak ''nasılsa diş hekimim temizler'' mantığı ile ağız hijyen uygulamalarından uzak durmak her işlemden sonra diştaşı birikimine çanak tutar. Önemli olan diş taşlarını temizletmek değil, dişleri temiz tutmaktır. Çünkü diş taşı temizliği kozmetik bir iş değil, bir tedavi biçimidir.
Soru: Hangi aralıklarla diş taşlarımı temizletmeliyim?

Bunun bir periodu yoktur. Çünkü muayeneler ve kontroller arası geçirilen sürede amaç dişleri ve ağız dokularını temiz tutmaktır. Bunun yerine 6 ayda bir hekim kontrolü daha uygun bir öneri olacaktır.

Soru: Hangi diş macununu kullanmalıyım? En iyisi hangisidir?

Diş macunu konusunda bir hekimin herhangi bir markaya angajmanı etik olmayacaktır. Zaten önemli olanda hangi macunla temizlik yaptığınız değil, mekanik temizlik prosedürlerini ne ölçüde yerine getirdiğinizdir. Hekimiminizin size marka önermemesi size bir şey kaybettirmeyecektir. Bilinen herhangi bir macun işinizi görecektir. Zira su ile yapılan fırçalamalar bile önemli ölçüde yeterlilik gösterebilir. .

Soru: Diş ipi kullanmalı mıyım?
Tabiki evet. Diş ipi bize en çok yardımcı oral hijyen araçlarındandır. Diş fırçası ile ulaşamayacağımız diş arası bölgeleri, çürüksel veya diş eti ile alakalı tüm hastalıkların genellikle başlangıç yeridir. Bilhassa çapraşık dişlerde durum daha da önem kazanır. Bu yüzden diş fırçalamaya ek olarak günde bir kere diş ipi kullanmakta fayda vardır. Not: Lütfen hangi diş ipinin size uygun olduğunu ve diş ipinin nasıl kullanılacağınızı hekiminize danışınız.
Soru: Dişlerimi ara sıra karbonat ya da tuzla fırçalıyorum. Doğru yapıyorum değil mi?

Dişlerinizi temiz tutmak için klasik yöntemler dışında başka bir yönteme gerek yoktur. Hatta karbonat yada tuz gibi aşındırıcı maddelerin yanlış kullanımı, dişsel aşınmalara yada travma kaynaklı diş eti çekilmelerine sebebiyet verebilir. Uygun bir diş fırçası ve diş macunu ile yapacağınız metodik bir fırçalama alışkanlık haline getirilebilirse, bir diğer ispatsız yönteme gerek kalmayacaktır.

Soru: Dişeti hastalıklarını nasıl fark edebilirim? Bu hastalıkların ilk belirtileri nelerdir?

Dişeti hastalıkları, kısaca dişi çevreleyen dokuların iltihabı olarak kabul edilir. Genellikle ağrı vermezler. Bu da; kişinin dişeti hastalığının farkına geç varmasına sebebiyet verir. Bu yüzden bu hastalığa sinsi bir hastalık dersek yerinde olur. Sağlıklı dişeti gül kurusu pembe renkte, diş üzerine sıkı sıkıya yapışık ve bıçak sırtı gibi keskin sonlanan, kanamasız ve şişkin olmayan yapıdadır. Sağlığın bozulması ile öncelikle renk kırmızımsılaşır, diş eti hafif şişkinleşir ve diş üzerindeki sıkı sıkıya tutunma özelliğini yavaş yavaş kaybeder. Diş üzerindeki tutunma bölgeleri bıçak sırtı formundan uzaklaşır. Ağız kokusu oluşmaya başlar ama herşeyden önemlisi fırçalarken ve /veya tükürürken yada sert bir gıda ıssırırken kanama baş gösterir. O vakit hastanın yapması gereken, derhal bir diş hekimi yada bir dişeti uzmanı ile kontakt kurmaktır. Aksi takdirde geri dönüşümsüz sonuçlar oluşabilir ve bu durum hastayı ve hekime güç durumda bırakır. Unutulmamalıdır ki dişi ağızda tutan, onu çevreleyen destek dokulardır. Destek dokuların kaybı dişin kaybı demek olacaktır.

Soru: Diş beyazlatmak zararlı mıdır?
Aslında bu konu hekim camiasını da ikiye bölmüştür. Faydasına inanmayan hekimlerin yanısıra çalışmaların sonuç verdiğini ispat eden meslektaşlarımızda vardır. Biz Medikodent hekimleri olarak, diş beyazlatmanın uygun teknik,uygun ekipman ve uygun nosyon rehberliği ve uygun vaka seçimi kriterlerinin hepsinin aynı andaki beraberliğinde, başarılı olacağını kabul etmekteyiz. Çünkü sağlığın tanımı fiziksel,biyolojik ve ruhsal açıdan tam bir iyilik hali olarak yapılıyorsa, dişlerinin renginden memnun olmayan ve bunu kendisine problem kabul eden kişi sağlıksız sayılır.Bu tanıma uyan kişi için, diş beyazlatma bir tedavi biçimi olacaktır. Ancak kabul etmek gerekirse diş beyazlatma beklentisi ile kliniğimize gelen hastaların asıl sorunu boyayıcı maddelerle kirli görünen dişlerdir ve bunun tedavisi ise profesyonelce ama gayet rutin bir işlem olan diş taşı temizliği ve parlatmadır. Ve tecrübeyle sabittir ki, bir çok kişi için bu işlem en uygun tedavidir. Ancak yinede dişlerinin daha beyaz görünmesini isteyen kişilere vital bleaching dediğimiz yöntem uygulanabilir. Ancak hasta beklentileri gerçeklik sınırlarını aşmamalıdır. Diş beyazlatmada ütopik beklentiler karşılanamaz ve memnuniyetsizlik oluşur. Buna ilaveten örnek verecek olursak; çaydan gördüğümüz zarar kadar yada tv seyrederken aldığımız radyasyon kadar minimal bir zararı göze almak gerekir ve herşeye rağmen uygun şartların varlığında diş beyazlatma yapılabilir. Ve başarılı sonuçlar almak hiçde zor değildir.
Soru: Beyaz dolgu mu daha iyidir, siyah dolgu mu?
Dolgu maddesini seçerken diş hekimleri maddenin arka dişlerde çiğneme basıncına dayanabilmesini; ön dişlerde mümkün olduğunca fark edilmemesini; dişin pulpasına zarar vermemesini göz önüne alırlar. Siyah renkli amalgam dolguların sızdırmazlığı, çiğneme basıncına dayanıklılığı, uzun ömürlü oluşu avantajlardır. Dezavantajları ise estetik açıdan olumsuz rengi, kimyasal sertleşmesi ve nadir de olsa içeriğindeki cıvaya olan alerjidir. Beyaz renkli kompozit dolguların avantajları estetik başarı, fark edilmemesi ve ışınla sertleşmesi (sertleşmesi kısa zaman alır 2 saat gibi bekleme süresi gerekmez). Dezavantajları ise sızdırmazlığı amalgam kadar başarılı değildir,ömrü daha kısadır ve daha pahalıdır.Estetik kaygı çok önemli olmadıkça dolgu seçiminin tercihi diş hekimine bırakılmalıdır. .
Soru: Dişlerimin uçları aşınmış gibi duruyor. Sizce nedeni nedir? Ne yapmalıyım?
Sebebi diş gıcırdatma ve/veya diş sıkma alışkanlığıdır. Bruksizm (diş gıcırdatma) genellikle uyku esnasında oluşan güçlü çene hareketlerinin neden olduğu çeneleri sıkma, dişleri gıcırdatma olayıdır. Genellikle bu alışkanlığa sahip bireyler bundan habersizdir. . Diş gıcırdatmanın sebepleri; stres ve Malokluzyon (dişlerin diziliş ve sıralanışındaki bozukluklar) dır . Diş gıcırdatması sonucu ağız ve dokularında şu belirtiler görülebilir: Dişlerin çiğneyici yüzünde oluşan aşınma; Dişlerde kırılma; Dişlerde aşırı hassasiyet; Diş etinin geriye çekilmesi ve genellikle bununla birlikte oluşan dişin boynunda diş eti hizasında oluşan çentik şeklindeki aşınmalar; Dişlerde sallanma; Yanaklarda irritasyon (tahriş) ; Kas ağrısı; Baş ağrısı; Çene ekleminde ağrı. . Tedavi: Diş hekimi tarafından uygulanan "gece plağı", diş gıcırdatması semptomatik tedavisinde kullanılan en önemli araçtır. Bunun yanında bazı ek tedaviler de gerekmektedir. Stres terapisi; Rahat uyumayı sağlayıcı önlemler, Hatalı yapılmış diş dolgusu ve kaplamaların yenilenmesi, Eksik olan dişlerin yerine koyulabilmesi için protez uygulamaları.
Soru: Benim diş problemim irsi, birçok dişimi bu yüzden kaybettim. Kalanları çektirip diş yaptırayım diyorum. Sizce nasıl olur?
Yapılan araştırmalara göre %30 oranında genetik bir yatkınlık vardır. Ayrıca ağız bakımının kötü olması ile başta dişeti hastalığı olmak üzere tüm çürüksel faaliyetlerin gelişme olasılığı 6 kat daha artar. Ailede dişeti problemi yada çürüğe yatkınlık olan bir kişi var ise dişlerinizi kaybetme durumu ile kalmamak için mutlaka bir dişhekimine muayene olunuz.Kalan dişlerinizi çektirmek konusunda is söyleyebileceğimiz tek şey; kendi ana dişlerinizin çok değerli olduğu ve eğer kalan dişleriniz size yapılacak proteze engel teşkil etmeyecek ve ileride size sıkıntı yaratmayacaksa mutlak suretle tedavisinin yapılıp ağzınızda kalmasını sağlamak yapılacak en doğru şey olacaktır.
Soru: Dişetlerim sıkça kanıyor, acaba neden?
Diş eti hastalıklarının ilk ve en önemli belirtisi dişeti kanamasıdır. Dişetlerinde renk, şekil bozuklukları ve ağız kokusu ile kendini daha da belli eder. Sağlıklı dişeti gülkurusu açık pembe renktedir. Dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış olup, portakal kabuğuna benzer parlak - pütürlü bir görünümü vardır. Dişeti hastalığının temel nedeni bakteri plağı denen dişe sıkıca tutunmuş, yapışkan saydam bir tabakadır. Tırnağınızla dişinizin üzerini kazıyarak plağı fark edebilirsiniz. Bakteri plağı kaldırılmazsa sertleşir ve diş taşı ya da tartar olarak isimlendirilen birikintiler oluşur. Plaktaki bakteriler tarafından üretilen toksinler (zararlı maddeler) dişetlerine zarar verir. Toksinler dişetlerinin etrafındaki destek dokularını yıkar, dişlerden uzaklaşır, oluşan periodontal ceplerde daha fazla bakteri plağı birikir. Periodontal hastalık geliştikçe cepler daha da derinleşir. Bakteri plağı dişlerin açığa çıkmış kök yüzeylerine yapışır. Dişlerin kemik desteği yok olur ve tedavi edilmeyen dişler sallanmaya başlar ve sonunda çekilmek zorunda kalırlar.
Soru: Çokça çay, kahve içiyorum. Dişlerime zarar verir mi?
Çay ve kahvenin aşırı tüketilmesi dişlerde sarımsı kahverengi lekelere sebep olur. Bu estetik bir kaıp olarak algılanabilir.Netice olarak bu alanlar özellikle oral hijyeni yetersiz hastalarda diş taşlarının tutunacağı birikim bölgeleri haline gelir ve dişeti hastalıklarının oluşmasına katkı yapar. Mümkünse çay ve kahve tüketimi azaltılmalı, günde 2 defa dişler en az 2 dk süreyle fırçalanmalıdır.
Soru: Çokça şekerli gıdaların tüketimi dişlerime nasıl zarar verir?
Şekerli gıdalar fazla tüketildiğinde dişler üzerinden yeterince temizlenemez. Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı şekerli yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturur. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına neden olmaktadırlar.
Soru: Süt dişleri zaten düşecek neden dolgu yapalım ki?
Tedavi edilmeyen süt dişi çürükleri, ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açar. Bu dönemdeki tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve genel sağlık problemlerine (romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar) sebep olabilecektir. Dolayısıyla süt dişlerindeki çürükler, "nasıl olsa yerine yenileri gelecek" yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir. Süt dişlerindeki çürükler; ağrı ile çocuğun çok küçük yaşlarda tanışmasına ve gelecekte bazı fobileri olmasına neden olabilir. Ayrıca bu çürükler süt dişlerinin çok erken kaybına neden olabilir ve bu da süt dişlerin daimi dişlere sürme rehberliği yapmasına engel olur.
Soru: Çocuğumu hangi yaştan itibaren size getirmeliyim?
Bebek 6-8 aylıkken. (yani ilk dişler ağızda göründüğünde) temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur. Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 - 3 yaşında ) başlanması uygundur. Okul öncesi çocuklarda diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalar. Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzleri ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir. Bu nedenle fırçalamadan sonra anne-babanın kontrolü iyi olur.
Soru: Dişlerimdeki lekelenmelerin nedeni nedir?

1-İçten gelen renklenmeler: Travma, uygun yapılmayan kanal tedavileri, amalgam dolgular, çocukluk dönemindeki süt dişi iltihaplanmaları, tetrasiklin lekelenmeleri, aşırı flor alımına bağlı renklenmeler.

2-Dış faktörlere bağlı lekelenmeler: Ağız hijyeni iyi olmayan hastalarda görülen renklenmeler, sigara, tütün, puro renklenmeleri, uzun süre "klorheksidin" gargaralarını kullananlarda sarı-kahverengi lekeler, yaşlanmayla beraber görülen lekelenmeler.

Soru: Ağzım çok çabuk kuruyor. Sizce nedeni nedir?
  • Biyolojik yaşlılık: Bu etkili bir faktördür, tek başına etkili değildir. .
  • Sistemik hastalıklar: Romatizmal hastalıklar(Sjogren's sendromu), Bağışıklık sistemi hasarı (AIDS),
  • Hormonal bozukluklar (Şeker hatalığı), Nörolojik bozukluklar (Parkinson) .
  • Çiğneme kabiliyetinin azalması: Eğer beslenme alışkanlıklarınızda sıvı ve yumuşak gıdalar ağırlıktaysa çiğneme fonksiyonu azalır. .
  • Tükürük bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması .
  • Radyoterapi: (Radyasyon tükürük bezlerinde kalıcı hasar yapar) .
  • İlaçlar: (400'ün üstünde ilaç türü ağız kuruluğu yapar: dekonjestanlar, diüretikler, tansiyon ilaçları antidepresanlar, antihistaminikler) . Kafein ve alkol tüketimi
Soru: Ağız kokusunun nedenleri nelerdir?
Ağız kokusunun sebebi ölü bakterilerin atık maddesi olan ve volatile sülfür adı verilen bir gazdır. Nefeste oluşan kötü koku büyük oranda ağız içi kaynaklıdır. Ağız içi bir enfeksiyon, ilerlemiş bir dişeti hastalığı ya da sadece ağız içinde birkaç saatten fazla kalmış gıda artıklarına yerleşen bakteriler kokuya sebep olurlar. Kokuya sebep olan diğer sistemik problemler ise: Tonsilit, akciğer iltihabı, sinüzit, şeker hastalığı (aseton kokusu), mide bağırsak hastalıkları, böbrek yetmezliği (balıksı koku), karaciğer ve metabolizma bozukluklarıdır. Ağız kokusunun öncelikle sebebi teşhis edilmeli ve buna göre tedavisi yapılmalıdır. Ağız içi kaynaklı kokularda yapılması gerekenler ise Tüm çürükler tedavi edilir. Diş eti hastalığı tedavi edilir. Cepler ve diş taşları elimine edilir Gömülü ve yarı gömülü 20 yaş dişleri çekilir
Soru: Diş fırçalarken öğürtü refleksim oluşuyor. Sizce ne yapmalıyım?
Bunu önlemek için dişler, önce kuru fırçayla daha sonra macun sürülerek temizlenmeli. Diş fırçası kullanımdan önce ıslatılmamalıdır. Burundan derin nefes alıp kısa aralıklarla dişler fırçalanmalıdır. Çocuklar için yapılmış daha küçükbaşlı fırçaları kullanılmalıdır. Zamanla bulantı refleksi azalacaktır.
Soru: Yarın çocuğumu size getireceğim gelmeden önce yapmam gereken bir şey var mı?
Kahvaltısını yaptıktan sonra dişlerini fırçalatıp öyle getiriniz. İğne, ağrı, diş çekimi gibi durumlardan bahsederek korkutmayınız. Çocuğunuzun uyku saatini randevu zamanına denk getirmeyiniz..
(0) 378 228 57 00


Ayrıca randevu formumuzu doldurarak da randevu taleplerinizi bize iletebilirsiniz:

randevu formunu doldurun